Geçici yuvada sarı bebek ve kardeşleri |
Bugün güzel haber aldım; üç çocuğu olan bir sahiplendirmemden..
Porti |
İki kişilik aileleri önce dört patili bir çocuk -sarı beyaz minik bir yavru
kedi- sahiplenerek, ona özenle, sevgiyle bakarak zenginleşmişti. Sonrasında bir
de annesiz sokakta kalmış bir çocuğa -yavru kediye ikinci kedi olarak- el
uzatıp yuva olunca beslendi.
Eeee sevgi; emek verdikçe ve paylaştıkça çoğalır, değil mi? Sonrasında bu güzel aileye bir de iki patili yavru katılacağı haberi müjdelendi. Super bence.. Ancak sanıyorum ki bu noktada çevrelerinden "Aaaa olmaz hamilelik ve kedi..! Aaaa olmaz bebek ve kedi.. !!" mutlaka duymuşlar, sevdiklerini, dostlarını anlayışla dinlemişler belki de aile büyükleriyle mücadele edip, inandıklarını, bildiklerini savunmuşlardır.
Eeee sevgi; emek verdikçe ve paylaştıkça çoğalır, değil mi? Sonrasında bu güzel aileye bir de iki patili yavru katılacağı haberi müjdelendi. Super bence.. Ancak sanıyorum ki bu noktada çevrelerinden "Aaaa olmaz hamilelik ve kedi..! Aaaa olmaz bebek ve kedi.. !!" mutlaka duymuşlar, sevdiklerini, dostlarını anlayışla dinlemişler belki de aile büyükleriyle mücadele edip, inandıklarını, bildiklerini savunmuşlardır.
Mücadele mücadele mücadele hayat hep mücadele..
Porti ve Pamuk |
Bebek haberi, hamilelik süreci, fotolar ve Eylül'ün gelişi uzaktan izlediğim, çoğu zaman yoğunluğum arasında isteyip de fiziksel olarak uzanamadığım daha doğrusu kendi uğraşılarım, inişlerim, çıkışlarım arasında arzu edip de arayıp, sorup destek veremediğimi üzülerek hissettiğim noktada yaşam gailesinde akıp gidiyordu. Sonra bebek geldi yani Eylül Bebek.. bebek 3 aylık.. bebek 6 aylık.. sanıyorum o aralar iş hayatına da geri döndü annemiz.. bebek 8 aylık.. arada mesajlaşıyoruz, iyiler ama hayat giderek zorlaşıyor :(
Üç çocuk var zira..
İş var..
Ev sorumluluğu var..
Hassas bir durum alan temizlik, hijyen sorunu var..
Bebek başka yerde bakılıyor, git gel var..
Eş var uzakta..
Üstelik tüm bu trafiğin sorumluluğu anne de..
Herkes cinli..!! Herkes beklentili..!!
Tek başına, kuru kafasına bir annecik ne yapsın, nereye yetişsin, kimin
gönlünü etsin, dimi?
İşte o tüm iyi niyetiyle, tüm enerjisiyle herşeyden evvel kilit olan
noktayı, üç çocuğu birbirine alıştırmaya çalışıyor! Birbirlerini
kabullenmeleri, aynı odada oturup oynamaları, sosyalleşmeleri için çabalayıp
duruyor anne!! beyhudeee :( :( :(
Değişen düzenle birlikte evde artık tek başlarına 3 gün geçiren, sonrada
gelince annelerini tekrar kendilerine isteyen kedicikler de haklı bu noktada..
Tüm evde emekleyen, emekleyerek her bir yeri keşfedip dünyaya açılan
Eylülcük de..
Ne yani?
Eylül keşfetmesin mi kedi kumu neymiş??
Eylül öğrenmesin mi böyle iki kaba tepeleme doldurulan, her daim ortada
açık büfe olan minik minik bisküviler hani onlar neymiş???
Hoppp ağıza.. ikisi de yenir, öğrenilir, itinayla keşfedilir!!!
Sonra oynamasın mı kediciklerle Eylül?
Onlar ona "nerden çıktı başımıza bu velet gibi?" bakıyorlar tabii
o ayrı mesele...
Hayat hiçbir zaman kolay değil. Ve değişim mutlaka. Yıllar içerisinde düzenimiz yaşam
odaklarımız da kafamızda idialize ettiğimiz gibi kalmıyor ne yazık ki. İşte bu
geçişlerde ailede en büyük yük de kadında.
Anne olan bir kadının yükünü, çığlıklarını ve sesini, isyanını, yüreğimde
hissettim ben aslında bu anneyle. Ancak "pes etmedi" O. Aldığı yardım ve destek pek azda kaldığını tahmin ettiğim bu genç kadın en zayıf halka olan dört
patililerinden ayrılmadı.
Ve bana bugün "başardım sanırım" yazdı.
Ben çok çok mutlu oldum.
Takdir ettim onu..
Zoru görüp kaçmadı, kolayı seçmedi.
Zoru yaşadı ve hala yaşıyor, daha da yaşayacak hatta..!!
Çünkü O'nun ÜÇ ÇOCUĞU var.
...
Çok teşekkür ediyorum kendisine. Paylaşımım konuyu kıssadan hisse görmemden, mutlu
olmamdan dolayıdır. Yazı için ailenin iznini almadığımdan sadece kedilerinin fotolarını
koydum.
Sevgi paylaştıkça çoğalır. Sevgiyle kalın :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder